GÜLZAR-I SOFİYYE
SUNUŞ
KİTSAN camiası olarak siz kıymetli okurlarına faydalı olmak gayesiyle çıkmış olduğu yolda hizmetlerine bir yenisini daha nasibeden Cenabı ALLAH'A ne kadar şükr etse azdır. Şükr'ünden aciziz Yarabbi... Aciziz!.. Zira bu sahanın büyüklerinin tabiriyle ancak layıkıyla SEN kendi kendine şükr edebilirsin YARABBİ!.
Ve bunun bilincinde olarak bizler de Şükürdeyiz!.. Zira çok iyi idrak etmekteyiz ki konularına binaen hazineler kıymetinde olan «TASAVVUF» ilmini derc eden Eserleri Yayınlamak, Yazmak, Tercüme etmek ve Okuyarak idrak etmek ve o idrak ile de süluk eylemek her mevzuda olduğu gibi ancak bir NASİB-İ İLAHİ ile mümkündür. İşte bu Nasib-i İlahi'den nasibkar ol-maktan sonsuz bir mutluluk duyuyoruz. Şükr'ünden aciziz Yarabbi...
Bu kıymetli eserin Müellifi olan Osman oğlu ŞEYH AHMED'in ve eseri Tercüme eden, Merhum Abdullah DEVELİOĞLU'nu da Rahmetle anmadayız... ALLAH kendilerinden razı olsun.
Siz okurlarımızdan da bir ricamız, bizim gibi o zincirin başı olan Efendimiz Muhammed (S.A.V)e ve zincirin halkasına girme nasip olan zevat-ı kirâmın ve bu kıymetli eserin Müellifinin, Müterciminin ve Yayınlanmasında emeği geçenlerin ve okurlarından ahrete intikal edenlerin ruhlarına bir Fatiha-ı Şerif hediye etmenizdir.
Cenabı HAK, cümlemizi alemlere Rahmet olan Efendimizin ve o zevat-ı kiramdın yüzü suyu hürmetine MUHAMMEDİ'ler arasına katsın, zahiri ve batıni alemde de ÎNSAN olabilmeyi nasib eylesin...
Ayrıca bu eserin yayınlanmasında vesile olan ve kıymetli tavsiyeleriyle bizlere rehber olan Üstad Ahmed HULUSÎ Beyefendiye huzurunuzda Kitsan Yayınevi camiası olarak bilvesile teşekkür eder, Cenabı HAK¦#39; dan ilminin artmasını, ışığından feyz alan, alacak nasipkarlarının çoğalmasını niyaz eyleriz.
Yarabbi!.. Niyetimiz sahihtir bu niyet üzere bizleri daim kıl ve bu ilimden nasipkar olanların halkasına bizleri de kat ve bu ilimlen yaşamayı da cümlemize nasib et. Zira büyüklerin dediği gibi; «Balın yapısını bilmekten ziyade önemli olan, o balın lezzetini tadarak yemek, ve hazım esnasında da o balın faydalarından gereğince faydalanmaktır...»
İşte bizlere ve kıymetli okurlarımıza da bu kıymetli ilmin hazmını nasib eyle Yarabbi... Ve bu sahada hizmet nasib olan aziz üstadların ve muhibbânlarına ve ûşşâk-ı Hudâ'nın tamamının pak ruhlarına Rahmetler olsun. Cenab-ı Hak, cümlesin-den ve cümlenizden razı olsun. Yayınevimize ve siz okurlarımıza hayırlı işlere vesile olmayı nasib eylesin. Üstâd'ın buyurduğu gibi ALLAH «Mu'in» iz olsun!.. AMİN.
KİTSAN
ÖNSÖZ
Seferberlikte ve Hicrî 1333 senelerinde Ankara'da askerdim. Her nasılsa hızane-i İlâhiyye sayılan 91 beytli ve Tasavvufa ait olan bu Kasîde-i Tâiyye elime geçti. Okudum ve; «Vedahi Cenabı Hak'tan, kendisine karşı olan ihlâsımı, muhakkak, gurbette ağaran saçıma ve sakalıma merhamet kılmasını rica ederim." mealinde olan 77 inci beyti tekrar tekrar okur ve ağlardım... Zira, hem gurbette olduğum için bu beyt ruhuma ziyade tesir eder ve gözlerim bilâihtiyâri yaş dökerdi.
Gerek bu sebeple ve gerekse içinde bulunan ve çok sevdiğim Tasavvufî bilgi münasebetiyle bu kasîdeyi tercüme ettim. Fakat tercümeyi kâfi bulmadım, biraz genişlettim. Sonra seferberük tamam olduğunda ve askerliğim hitam bulduğunda 1336 yılında bütün varlığımla çalıştım. Nihayet beşinci defa genişletmeğe muvaffak oldum.
0 sıralarda gördüğüm bir rüyada büyük ve geniş bir bostanım var imiş ki yüksek ve yeşil tevekler arasında büyük büyük karpuzlar ve kavunlar var idi... Rüyam da, çok sevindim ve gönlümden bos-tanım olmuş, hem satarım hem de yolculara veririm... dedim. Uyandım.
Bu rüyadan istidlâlen kitabımın işe yarar ve erbabı mütâlaaya arz-ı endam edebilir hale gelmiştir, mütâlaa siyle 1342 İstanbul'a gelip Ahmedî Matbaasında basılmaya başlandı... Fakat ne çare ki o sıralarda çıkan Kürt isyanı bizi sarstı. Ve bu kasidenin on beşinci beytini şerh hitamında matbaanın işine son verildi. Bu sebeble ki-tabımız bir cilt olarak çıktı ve satıldı. Bir çok değerli ulema tarafından takdir ve tahsin edildi. Hatta eski Diyanet İşleri Reisi Şerefettin Yaltkaya evvelce tabedilen kısmım tamamiyle okumuş ve ziyaretine vardığım da«Kitabını çok sevdim. Aferin iyi çalışmışsın ben de böyle hazırlanmasını isterdim...» demiştir.
Eski Kayseri Müftüsü Hacı Rencizâde Hacı Nuh Arabî, Miyaszade Nuh Naci Türkçe, Kayseri ulemasından ve Kâdirî hulefâsından Canbaz zade Hacı Bekirfarisî, Muhacir zade Hacı Ab' dullah Gavsî her üç lisanla olarak, manzum bir şekilde bu kitaba ait takriz yazmışlar ve el yazılarıyla dosyamızda muhfuzdur. Fakat bazı sebepler dolayısıyla bu kitabımıza derci münasip görülmedi. Kitabımızın takrızı ancak erbabı mütâlaaya havale edilmiştir.
Kitabımızın matbu kısmına adedinin az olmasından mı veyahut rağbet bulmasından mı? Temam satıldı ve bir kısmı da hediye edildi. Mevcudu kalmadı. Sonra etraftan mektuplar gelmeğe baş" ladı, bazıları bu kitaptan istiyor, bazıları da tabedilmeyen kısmı tabedilseyse de gönderiniz diyordu. Gerek bu gibi talepler ve gerekse çok sevdiğim kimselerin; «Bu kitabı tamamiyle elden geçirip yeniden tabedilmesi lâzımdır...» demeleri sebebiyle ruhum tahrik edildi.
"Minhâc'ül Fukara, Semerât'ül Fuâd, Mesnevî ve şerhleri, Fütûhat-i Mekkiyye, Risâle-i Kuşeyriyye, Mîzan-ül İrfân, Kitâb-ül Yevâkît" gibi yüz otuz kadar kitaba müracaatla iki sene kadar daha çalıştım. Ve bu kitabı tamamiyle elden geçirdim.
Kendi kanaatımca erbabı mütalaaya takdime lâyık buldum. Cenabı Hakk'ın tevfîk ve hidayetiyle tab'ın tamamına da muvaffak oldum. İşte bu elinizde bulunan eser bu tetkikten sonra ortaya çıkan eserdir.
Bu Kasideyi şerh ve izahta on iki esasa riayet edildi:
1- Bu kasidenin her bir beyti aynen tercüme edildi,
2- Beytlerde bulunan kelimeler mümkün mertebe genişletildi ve hariçten o kelimeye münasip beytler ve vecizeler getirildi.
3- Kelimeleri izah münasebetiyle getirilen binden ziyade Arabî ve Farisî beytler harekelendi ve klişe edilerek eski harflerle ve ay-nen tercümeleri yeni harflerle yazıldı.
4- Esas beytlerin bazılarında sarf ve nahv kaidelerine riayet edildi.
5- Me'hazimiz olan Tasavvuf kitaplarının Tasavvûfî tabirleri pek ağır olmasına rağmen mümkün mertebe sadeleştirildi.
6- Münasebet dolayısıyla getirilen Ayetlerin ve Hadislerin (klişe edilmelerine imkan bulunmadığımdan) mealleriyle Ayetlerin hangi sürede ve kaçıncı Ayet olduğu yazıldı.
7- Bilmünasebe getirilen Hadislerden bir kısmmm me'hazi gösterilmemiş ise de tahkik edildiğinde anlaşılacağı vechile Kü-tüb'ü Sitteden ve Câmi'us sağır, İhya-ül Ulüm gibi mu'teberattan, mutasavvife nazarında sağlam sayılan ve şöhret bulan kitaplardan alınmıştır.
8- Bu kitabımızın yardımcısı ve daha geniş bir hale gelmesi için kitabın içinde geçen ikiyüz elli kadar kimselerin hal tercümeleriyle me 'hazimiz olan yüz otuz kadar kitapların hangifenne aid ve kimin eseri olduğu, Arabî ve Farisîden behresi az olanların anlayamıya-cağı zannolunan 1650 kadar Arabî ve Farisî kelimeler Türkçeye tercüme edilmiş ve yanımızda mevcut ise de kitabın büyümesi ve bazı imkansızhk dolayısıyla maalesef ilâve ve ek edilemedi. Kita-bımızın tekrar basıldığmda bu yardımcı ekler ve daha hatırdan geçen şeyler göz öniinde tutulmaktadır.
9- Kitapta zâhir ve bâtın ulemasının sözlerini ve ihtilâf ettikleri yerleri yazdım ve haddimi bildiğim için muhakemelerine kalkışmadım.
10- Tasavvufun en ince nüktelerine kadar temas edildi ve ilmi şekilde yazıldı. Çoğu zevkî olan tasavvufun ancak ilmî şekilde yazılması benim gibilere büyük bir kusur ise de zâhirle bâtın uleması arasındaki ihtilafın kaldırılması ve nizaın lafza aid olduğunu bildirmek hevesi beni böyle bir eser yazmağa sevk eyledi.
11- Hiç bir tarikatın şeriat ten ayrı olmadığı ve aynı zannedenlerin büyük hataya vardıkları hedef kılındı.
12- Bu kitap tasavvufa ait bir eser olduğu için tasavvufu bilmeyenlerin itirazlarına ve garazlarına hedef olacaksa da insaf edenlerin ve bu kitabı tamamiyle anlayarak okuyanların şeriat yolundan çıkmadığımı ve tarikata ihanet yapmadığımı bilecekleri, ilm-i adap nazariyesine göre (Nakile itirazteveccüh etmez) kaziyesi gereğince bizi mazur görecekleri ümid edildi.
Tevfik ancak ALLAH-ü TEALA dandır.
Abdullah develioğlu