HZ. MUHAMMED MUSTAFA -2
İnsanlar gelirler bu dünyaya, bir süre yaşarlar ve göçüp giderler... Sonra da onların hakkında konuşulur çeşitli çevrelerce, iyi adamdı, kötü adamdı diye..
Hemen herkes için bu böyledir. İnsanlar daima ya kötüler, cehennemin dibine atarlar bir adamı arkasından; ya da büyütürler zamanın en büyüğü yaparlar.. Çoğunlukla ortasını pek bulamazsınız.. Bütün bunlar insanların hükümleridir. Hakikkat dereceleri ise hiç bir zaman tespit edilemez..
Zira insanlar umumiyetle, sadece gördükleri şeyleri, görebildikleri açıdan değerlendirirler..
Ama birde o şeyi bütünüyle BİLEN'in hükmü vardır.. Ki orada zaviye ve seviyenin lâfı olmaz artık.. Zira, "HÜKÜM ALLAH'INDIR"..
Evet, biz falanca ya da filanca hakkında şöyle büyüktü, şöyle iyi idi, diye konuşabiliriz, Ama bu bizim kapasitemiz, vüsatimiz kadar olur ve bir gün verdiğimiz bu karardan da hesaba çekiliriz..
Ancak bahsi açılan kimse Hz. Muhammed Aleyhisselâm olursa ve bize de O'nun hayatından söz etmek şerefi bahşedilirse işte o zaman bize haddimizi bilmek ve son derece dikkatli olmak düşer.. Zira Allahu Tealâ'nın:
"BİZ SENİ ÂLEMLERE RAHMET OLARAK İRSÂL ETTİK" ayetiyle bize tanıtığı
"FELEKLERİ SENİN İÇİN HALKETTİM" hadisi kudsisi ile bize derecesini idraka çalışmamızı emretiği Efendimiz'i, haddimize değildir ki biz öğmeye veya medhetmeye çalışalım..
Bize düşen, ancak O'nun yaşayışından, devrindekilere karşı olan davranışlarından, çevresindekilere olan muamelesinden çeşitli hadisler nakletmek; O'nun havasını, konuşmalarını, bizlerden istediklerini kapasitemiz nispetinde sizlere iletmektir.
Bugüne kadar hazırladığımız ve bundan sonra hazırlayacağımız çeşitli eserler arasında bize en zor gelen ve o derece mesuliyeti olan bu hayat naklinde vuku bulacak kusurlarımız için baştan affınızı diler; Allah'tan bu esere Efendimiz'e lâyık bir muaffakiyet niyaz ederim. hayatı ve hadislerini nakletmeye başlamadan önce, muhterem okurlarımıza kesinlikle bir noktayı hatırlatmak isterim. Zira bu mesele, bilhassa zamanımızda çok büyük bir önem arzetmektedir.
BİR HATIRLATMA:
Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu aleyhi ve sellemin
Bugün çeşitli çevrelerde yetişen ve müslüman olduğunu belirten kimseler, kendilerine Efendimiz'in bir buyruğu iletilince,
"Canım o peybamberin sözüdür. Bu mesele hakkında bir ayet var mıdır? Kur'ân bunu açık seçik izah ediyormu? Varsa kabul.. Ama Kur'ân ın açık seçik belirtmediği şeyler peygamberin kendi istekleridir ki, onları yapsanda olur, yapmasanda.."
şeklinde düşünüyorlar ve maalesef bu görüşleri, "Hak sözü" imiş gibi de üzerinde diretiyorlar..
Önce bu çeşit düşünce sahibi olan kimselere, bu sözlerinin ne demek olduğunu şu ayeti kerime ile göstermek isterim:(Hakkında) HİÇ BİR BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEYİ AĞZINIZLA SÖYLÜYORSUNUZ !.. VE DE BUNU BASİT SANIYORSUNUZ.. HALBUKİ O ALLAH İNDİNDE ÇOK AZAMETLİDİR !.." (24-15)
"...
Bu ayeti kerime göstermektedir ki; insanın, hakkında çok iyi bilgisi olmadığı halde, bilhassa dini konularda, çok şeyler biliyormuşcasına kesin konuşması çok büyük bir suçtur. Ama insan yaptığının büyük bir suç olduğunu anlamaz da basit sıradan şeyler gibi konuşuverir.. " Hadi canım böylede olur !.." diye.
Bu ikazı yaptıktan sonra gelelim şimdi de ikinci noktaya .. Gelelim, Efendimiz aleyhisselâm hakkında,şeklinde konuşanlara bir noktayı hatırlatmaya ve Allah'ın RASÛLu olan Hazreti Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemin, vazifesi, selâhiyeti nedir, açık seçik bir halde bunu anlamaya.. , Kur'ânı Kerim'de insanlara RASÛLünün vazife ve selâhiyetlerini şu ayetlerle göstermiştitr: (59- 7) ( 53-3-4)4-80) ( 4-59)(3-31)(9-63)
"O'nun sözü sünnettir, Kur'ânda sarih ayet almadığına göre, bu iş farz değildir."
Allah
1. "...RASÛL SİZE NE VERİRSE ONU ALIN; SİZE NEYİ YASAK ETTİYSE ONDAN DA SAKININ !.."
2. "..RASÛL, NEFSİNİN ARZUSUNA UYARAK SÖZ SÖYLEMEZ; O'NUN SÖYLEDİĞİ SÖZ, KENDİSİNE VAHYEDİLENDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR !.."
3. "KİM RASÛLE İTAAT EDERSE, ALLAH'A İTAAT ETMİŞ GİBİDİR!.." (
4. " ALLAH'A RASÛLÜNE İNANIYORSANIZ; HERHANGİ BİR ŞEYDE İHTİLÂFA DÜŞTÜĞÜNÜZDE, ONU ALLAH'A VE RASÛLÜNE ARZEDİNİZ !.."
5. "DE Kİ: ALLAH'I SEVERSENİZ, BANA TÂBİ OLUNUZ; Kİ ALLAH' DA SİZİ SEVER VE GÜNAHLARINIZI BAĞIŞLAR. "
6. "HÂLÂ ŞU HAKİKATI ANLAMADILAR MI Kİ; KİM ALLAH'A VE RASÛLÜNE (emirlerine) YAN ÇİZERSE, ONA İÇİNDE EBEDİ KALICI OLARAK CEHENNEM AZABI VARDIR !.."
7. "PEYGAMBER İMAN EDENLERE ÖZ NEFİSLERİNDEN EVLÂDIR..." (
33-6)(4-115)(4-61)(5-44)
8. "KİM RASÛLE MUHALEFET EDERSE KENDİSİNE HAKİKAT GÖSTERİLDİKTEN SONRA, İMAN EDENLERDEN GAYRININ YOLUNA SAPARSA, ONU KENDİ YOLUNA TERKEDERİZ; CEHENNEME KOYARIZ "!..
9. "ALLAH'IN İNZÂL ETTİĞİNE VE RASÛLÜNE UYUN; DENİLİNCE MÜNAFIKLAR, SENDEN ÇEKİNDİKÇE ÇEKİNİYORLAR. "
10. "KİM ALLAH'IN İNZÂL ETTİĞİYLE HÜKMETMEZSE, İŞTE ONLAR KÂFİRİN TA KENDİSİDİR !.."
Evet, RASÛLün vazife ve selâhiyetlerini, sözlerine ne derece itaat edilmesi gerektiğini gösteren, Allah'ın mukaddes kitabı Kur'ân'ı Kerim deki 10 ayetini böylece hatırlattıktan sonra; şimdi de Efendimiz'in bazı hadislerini arzedelim:
1. "Sizden herhangi biriniz sedirin üstünde dayanarak, Allah'u Tealâ şu Kur'ân' dakilerden başka bir şeyi haram kılmamıştır mı sanıyor? Gözünüzü açın ki, ben de emrettim, va'zettim, yasakladım. Onlar
(sayıca), Kur'ân'ın misli gibidir, belki de daha çok..." (Ebu Davud)(Tırmızi)-(Ebu Davud) (Sahihi Buhari)
2. "Gözünüzü açın ki, bana Kur'ân ile birlikte bir misli daha verildi !.."
3. "Cebrail Aleyhisselâm, RASÛLullah'a Kur'ân ı getirdiği ve öğrettiği gibi sünneti de getirmiş ve öğretmiştir.."
Bu meseleyle ilgili ayeti kerimeleri ve hadisi şerifleri böylece kısa bir şekilde siz muhterem okurlarımıza arzedip hatırlattıktan sonra, bu meselede şüphesi olanlara ihtar ederiz ki:
Yukarıda belirtilmiş, olan ayet ve hadisleri çok dikkatli bir şekilde okuyup, mana ve mefhumlarını idrak etmeye çalışın. Bunu yaptığınız takdirde görülür ki, iman ettiğini söyleyen bir müslüman için RASÛL, Allah'dan ayrı değildir; yani onun bütün sözleri Allah'ın emriyledir. Bu sebeble de RASÛLe isyan, Allah'a isyan gibidir...
Dolayısıyla hadisleri,
"Bu peygamber emirleridir, yapılmazsa da olur. " gibi bir zihniyetle bir yana atmayınız. Zira yukarıda görülen "KİM RASÛLDEN YAN ÇİZERSE." şeklindeki ayet bu çeşit düşünenlere hitap etmektedir...
S. AHMED HULÛSİ
İSTANBUL 1971