KENZ-İ MAHFİ (GİZLİ HAZİNE)

%25
150,00 TL
200,00 TL
Stok Kodu
EKMWZFV5 (Kopya)
Adet

ÖNSÖZ

Muhterem Kardeşlerimiz,

Sizlere çok önemli bir eseri takdim ediyoruz...

Bu eser, size bir başka âlemin kapısını açacak ve sizi alıp bir başka âleme götürecek...

Sizi size tanıtacak ve büyüklüğünüzü anlatacak; maddî süflî şeylerin esiri olmamanız gerektiğini İMAN EHLİ OLABİLMEYİ bildirecek... Buna eksiksiz, tam iman da diyebiliriz.

Ve... Tam eksiksiz iman ise; bu süflî tabiat bataklığından kurtulup, ulvî ruhaniyete ermektir...

Bu eser, size bunu sağlayacaktır...

Mâlum olduğu üzere eserimiz:

- "BEN GİZLİ BİR HAZİNE İDİM, BİLİNMEKLİĞİMİ İSTEDİM... HALKI BİLİNMEM İÇİN YARATTIM..."

Meâlini taşıyan Kudsî Hadisi üzerinedir...

Dokuzu kısa, bri uzun olmak üzere, on bölümde toplanmıştır. Ki, hepsi arzettiğimiz hadisin şerhidir...

Başta tam yetkili muhterem hocam Celâl EKREM'in kaleminden hayatını okuyacağınız. İSMAİL HAKKI BURSEVÎ (ks.) bu eserin müellifidir. Bu kıymetli eseri Türkçe, Arapça ve Farsça karışımı bir usulde yazmıştır...

Biz o zamanki edebiyatın ve bugünkünün hususiyetlerini nazara alarak; Arapça ve Farsça kısımlarını tercüme ettik; Türkçesinide sadeleştirdik...

Esas gayemiz; bugünkü nesle, özellikle bu yolun yeni yolcularına yani salik'lerine faydalı olmaktır. Gaye bu olunca; onların eseimize daha iyi nüfus edebilmeleri için, arz edeceğimiz üç hususa dikkat etmeleri gerekir:

a) Eserin aslı bu duruma getirilirken metne sadık kalınmış, aslından pek az kelime alınarak sadeleştirilmiştir.

b) Ancak şiir kısmı şairin içindedir...

Derler ki; bu manaya sadıkız. Ancak, yerini rakamla belirtmek suretiyle, bugünkü dilimize göre manasını dip kısma aldık...

Esere umumî bir nazar atfedince, TEVHİD esasına göre yazıldığını derhal görürüz... Ki bu mevzu, bugün yaşadığımız İslâmi hayatta tamamen yabancısı olduğumuz bir mevzudur...

- Yabancısı olduğumuz...

Diyoruz; çünkü yaşamıyoruz... Belki bu hususta kulaktan dolma bir bilgimiz vardır. Ama, böyle de olsa bir hali yaşamadıkça ona daima yabancı sayılırız... Bir memlekette yaşamadıkltan sonra, onun hakkında ciltler dolusu kitap okusak; oraya ilk vardığımız zaman bize:

- Buranın yerlisi...

Demezler... Yerlisi olmak için gitmek görmek ve yaşamak lâzımdır; hem de uzun zaman...

Gerek o âlemin yüzüne gerilen ince perdeyi aralamak, gerekse sizi alıp götürmek ve yaşatmak yönünden bu esre, size en faydalı bir eserdir...

Biz neyiz?..

Ve kimiz?..

Hiç düşündüğünüz oldu mu?..

Hak Teâlâ bizi zatına muhatap kıldı... İçimizden Peygamberler seçti.. Miracını nasip etti ve zatını gösterdi.

Acaba hangi şey, kendi zıddına gözükebilir... Nûr zulmeti görebildi mi?.. Sıcağın soğukla kucak kucağa gelip sohpet ettiğini gören oldu mu?..

Demek ki biz, Zat-ı ilâhiye yabancı değiliz... Aramızda ayrılık gayrılık yoktur...

O halde neredeyiz ve ne yapmaktayız..?

Bu açık durumu anlamamak ancak bilmediğimiz içindir; eğer bilseydik, mutlaka öz'ümüzü ve aslımızı bulurduk... Hak'la var olduğumuzu da anlar ve bilirdik...

Ki bu manayaı bir büyük zat şu iki cümle ile pek güzel anlatmıştır:

- "BİLEN AYNI, BİLMEYEN GAYRI..."

Bilmedikten sonra, bulmak mümkğn değildir... İşte bu eser bu manayı bildirecek, bulduracak ve olduracak...

Niçin bu süfliyata matbu olalım... Allahü Teâla:

- "Biz insanı mükerrem kıldık..."

Buyurduğuna göre, bizim kendimizi tabiata esir etmemizin bir manası kalır mı..?

Fakat bu esaret zincirinin kırılması da pek kolay değilidir... Ancak; ALLAH'IN KOLAY ETTİĞİNE KOLAYDIR...

Bu yol için en önemli malzeme; kendimizi bu büründüğümüz et, kan ve kemikten ibaret bilmemeyi öğrenmektir...

- Gören bu et parçası değildir...

Diyeceğiz... aklımızı düşündüğümüz zaman:

- Düşünen beyindeki, maddî yapı değildir...

Diyeceğiz... Kuvvetimizi, kudretimizi; hasılı herşeyimizi, böyle bir tasnife tabi tutacağız... Ve bunu tam yaşayarak hal edineceğiz.. Ancak bu hali bulduktan sonradır ki; tam imanı bulmuş oluruz...

İman; bütün belirtileri iel Hakka bağlılık durumumuz belli olmadıkça, iman değildir... Ancak bir taklitten ibarettir...

"O"nun varlığı ile var olan, "O"nun bilgisi ile bilen, "O"nun kuvveti ile kuvvet sahibi olan olduğumuza inanacağız... "O"ndan geldiğimizi ve "O"na dönceğimizi iyi bileceğiz...

Bütün bunları bu âlemde yaşamaya mecburuz... Öbür âlemle bu âlemin farkı yoktur... Burada; Hakkın ilmine, kendimizde bir ilim gözü, varlığına varlık gözü açmadıkça, öbür âlemde bir şey beklememiz beyhudedir...

- "Burada kör olanlar âhirette de kör olacaklar..."

Âyet-i kerîmesi sarihtir... Tevilik yoktur...

Bütün bu âlem, bir ilahi gölgeden ibarettir... Tabiat ne kadar yoğun olursa, olsun; letafet-i ilâhiye onu bir anda eritebilir... Ve... Yok edebilir... Tıpkı atom silâhı; karşısına çıkanı, bir anda belirsiz ettiği gibi... Bu sebeple, maddi yapımız bir HİÇ'ten ibarettir... Hak bu âlemi bu gün böyle dilemiştir; yarın bir başka yapar... Acaba, kırk gün sonra, aynı vücudumuzu beulabilir miyiz?.. ALLAH... Ve ruhundan üflediği İNSAN... Sakın bu ete, kana, damara bakıp da:

- İNSAN budur...

Demeyesin... O bir aşka şeydir ki, manası bu esrede gizlidir... Anlayana ne mutlu... Bilene, bulana mübarek olsun...

Sözü Allah'a ve Resülğne ve onların vekillerine bırakırız...

Allah'a emanet olunuz... Değerli kardeşlerimiz

Abdulkadir AKÇİÇEK
12 Zilkade 1386
22 Şubat 1967
Çarşamba günü, İSTANBUL

Bu ürüne ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.
KENZ-İ MAHFİ (GİZLİ HAZİNE) Online kitap satış sistemi ile Kitsan Yayınevi tarafından doğru ve güvenilir alışveriş EKMWZFV5 (Kopya) KENZ-İ MAHFİ (GİZLİ HAZİNE)

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.